DERMATOLOJİ (CİLDİYE)

Dermatoloji (Cildiye) Bölümü

Cilt Sağlığı ve Estetikte Güvenilir Adres

Dermatoloji, cilt, saç, tırnak, ağız içi (mukoza) yapıları ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların tanı ve tedavisini üstlenen önemli bir tıp dalıdır. Cilt, vücudumuzun en büyük organı olup sağlığımızın dışa yansıyan aynasıdır. Hem tıbbi hem de estetik sorunların çözümünde uzman dermatologlarımız, gelişmiş teknolojik cihazlar ve kişiye özel tedavi protokolleriyle hizmet vermektedir.


Dermatoloji Kliniğimizde Tanı ve Tedavi Edilen Alanlar

📌 Cilt Hastalıkları: Egzama, sedef hastalığı, akne (sivilce), mantar enfeksiyonları, deri alerjileri, kurdeşen (ürtiker), ben takibi ve deri kanserleri.

📌 Saç ve Tırnak Sorunları: Saç dökülmesi, kepeklenme, tırnak mantarı, tırnak deformasyonları gibi estetik ve tıbbi problemler.

📌 Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar: HPV, genital siğiller, herpes gibi hastalıkların tanı ve tedavisi.


Uygulanan Estetik ve Dermokozmetik İşlemler

Dermatoloji kliniğimizde sadece hastalık tedavisi değil, aynı zamanda cildin gençleştirilmesi ve estetik kaygıların giderilmesine yönelik birçok uygulama da yapılmaktadır:

💉 Botoks / Dolgu Uygulamaları

  • Alın çizgileri, kaz ayakları ve dudak kenarı kırışıklıkları gibi yaşlanma belirtilerinin azaltılmasında kullanılır.

  • Yüz hatlarının yeniden şekillendirilmesi ve daha genç bir görünüm sağlanır.

🩸 PRP ve Mezoterapi (Saç ve Yüz)

  • Kişinin kendi kanından elde edilen plazma, saç dökülmesi ve cilt yenilemede kullanılır.

  • Vitamin ve mineral enjeksiyonları ile cildin nem dengesi ve parlaklığı artırılır.

Karbon Peeling ve Leke Tedavisi

  • Cilt tonu eşitsizlikleri, güneş lekeleri, yaşlılık lekeleri gibi sorunların giderilmesinde etkilidir.

  • Lazer destekli karbon peeling ile gözenekler küçülür, cilt daha pürüzsüz hale gelir.

🌟 Lazerle Cilt Gençleştirme / Akne ve Yara İzi Tedavisi

  • Fraksiyonel lazer sistemleri ile kolajen üretimi desteklenir, akne izleri ve cilt yenilenmesi sağlanır.

🧬 Dövme Silme

  • Lazer teknolojisi ile istenmeyen dövmeler iz bırakmadan ve güvenli bir şekilde silinir.

💡 Ultherapy (Ultrasonik Yüz Germe)

  • Cerrahi olmayan bir yöntemle cilt altındaki dokular uyarılarak sıkılaşma sağlanır.

🧵 İple Yüz Germe / Askı Uygulamaları

  • Sarkmaların giderilmesi, yüz hatlarının toparlanması amacıyla minimal invaziv bir yöntemdir.

  • Yüzde lifting etkisi yaratır, işlem sonrası iyileşme süresi oldukça kısadır.


Neden Bizi Tercih Etmelisiniz?

✔️ Deneyimli dermatolog kadrosu
✔️ FDA onaylı ileri teknoloji cihazlar
✔️ Kişiye özel cilt analizleri ve tedavi planlaması
✔️ Hem tıbbi hem estetik dermatoloji hizmetleri bir arada
✔️ Hijyenik ve konforlu klinik ortamı

BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ

Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) Bölümü

Nöroşirürjide Modern Teknoloji ve Multidisipliner Yaklaşım

Beyin, omurilik ve sinir sistemi hastalıkları, insan yaşamını doğrudan etkileyen ciddi sağlık problemleridir. Bu hastalıkların tanı ve tedavisinde başarı, ancak donanımlı bir merkez, uzman bir ekip ve multidisipliner yaklaşım ile mümkündür.

Hastanemiz Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) bölümü, en ileri tıbbi teknolojilerle donatılmış altyapısı ve alanında deneyimli uzman kadrosu ile toplumda sık karşılaşılan birçok nörolojik hastalığın tanı, tedavi ve takibini gerçekleştirmektedir.


Gelişmiş Teşhis ve Tedavi İmkânları

Nöroşirürji, her geçen gün gelişen tıp teknolojileri sayesinde daha etkili ve minimal invaziv (küçük kesiyle yapılan) tekniklerle gerçekleştirilebilmektedir. Özellikle görüntüleme sistemlerindeki ilerlemeler (MR, BT, nöronavigasyon, intraoperatif görüntüleme) sayesinde:

  • Erken tanı konulabilir

  • Daha hassas cerrahi müdahaleler yapılabilir

  • Hastaların iyileşme süreci hızlandırılabilir


Verilen Başlıca Hizmetler

Beyin, omurilik ve sinir cerrahisi bölümümüzde tanı ve tedavisi yapılan başlıca hastalıklar şunlardır:

🔹 Bel Fıtığı ve Omurga Hastalıkları

Omurga disklerindeki bozulmalar nedeniyle oluşan bel fıtığı, cerrahi ve ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilir.

🔹 Omurilik Kanal Daralması (Spinal Stenoz)

Hareket kısıtlılığı, bacaklarda uyuşma gibi belirtilerle ortaya çıkan bu durum, cerrahi müdahaleyle düzeltilebilmektedir.

🔹 Hidrosefali (Beyinde Su Toplanması)

Çocukluk ya da ileri yaşlarda görülebilen bu hastalık, özel şant sistemleriyle cerrahi olarak tedavi edilmektedir.

🔹 Beyin Tümörleri

İyi huylu veya kötü huylu tümörler, yüksek teknoloji destekli mikrocerrahi yöntemlerle çıkarılır.

🔹 Omurilik Tümörleri

Omuriliği etkileyen tümörlerde erken tanı ve cerrahi tedavi, felç gibi kalıcı hasarların önlenmesinde kritik rol oynar.

🔹 Meningomyelosel (Spina Bifida)

Doğumsal bir hastalık olan meningomyelosel, erken dönemde cerrahi müdahale ile tedavi edilmektedir.

🔹 Beyin Kanamaları

Travma veya yüksek tansiyon kaynaklı kanamalar, acil cerrahi müdahale gerektiren hayati durumlardır.

🔹 Kafa ve Omurilik Yaralanmaları

Travmaya bağlı oluşan kırıklar, sinir hasarları ve iç kanamalar multidisipliner bir ekiple değerlendirilip tedavi edilir.

🔹 Periferik Sinir Cerrahisi

Ellerde, kollarda ya da bacaklarda sinir sıkışmalarına bağlı gelişen sorunlar mikrocerrahi ile tedavi edilebilir.

🔹 Boyun Fıtığı (Servikal Disk Hernisi)

Boyun ve kol ağrısı, uyuşma ve güç kaybına neden olan bu rahatsızlık, cerrahi ya da konservatif (ameliyatsız) yöntemlerle tedavi edilir.


Neden Biz?

Deneyimli Beyin ve Sinir Cerrahları
Gelişmiş Görüntüleme ve Cerrahi Teknolojileri
Multidisipliner Tedavi Yaklaşımı
Hastaya Özel Tedavi Planlaması
Ameliyat Sonrası Takip ve Rehabilitasyon Desteği


Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Bel fıtığı her zaman ameliyat gerektirir mi?

Hayır. Hafif ve orta düzeydeki vakalar ilaç tedavisi, fizik tedavi ve egzersizlerle iyileştirilebilir. Ancak sinir baskısı fazla olan ileri düzey vakalarda cerrahi gerekebilir.

Beyin tümörü ameliyatları riskli midir?

Her cerrahi girişimde olduğu gibi beyin ameliyatlarında da risk vardır. Ancak gelişmiş görüntüleme ve mikrocerrahi yöntemleriyle bu riskler minimuma indirilmektedir.

Omurilik tümörü erken tedavi edilmezse ne olur?

Tedavi edilmezse sinir hasarı gelişebilir ve kalıcı felç riski oluşabilir. Bu nedenle erken tanı hayat kurtarıcıdır.

BESLENME&DİYET

Beslenme ve Diyet Hizmetleri: Kişiye Özel, Bilimsel ve Güvenli Yaklaşım

Hastanemizde beslenme ve diyet hizmetleri, yatan ve ayaktan tedavi gören tüm hastaların bireysel ihtiyaçlarına göre planlanmakta ve uygulanmaktadır. Her hastanın tanısı, yaşamsal değerleri ve sosyoekonomik koşulları dikkate alınarak hazırlanan bu programlar, bilimsel verilere dayalı, kişiye özel beslenme tedavileri sunmaktadır.


Hastane Ortamında Beslenme Planlaması

Tedavi sürecinin başarısında doğru ve dengeli beslenme, en az tıbbi müdahale kadar önemlidir. Bu nedenle, hastanede yatan hastaların tümü için:

  • Hastalık tanılarına uygun diyet tedavileri oluşturulur.

  • ✅ Tedavi süreci boyunca doktor vizitlerinde beslenme kararı diyetisyen ve hekim işbirliğiyle verilir.

  • ✅ Enteral (ağızdan/sonda yoluyla) ve parenteral (damardan) beslenme ihtiyacı olan hastalar için özel protokoller uygulanır.


Bireysel Değerlendirme ve Takip Süreci

Hastanın tedavi sürecine paralel olarak, beslenme planı da kişisel özellikler göz önüne alınarak oluşturulur. Değerlendirilen başlıca faktörler:

  • Yaş

  • Cinsiyet

  • Boy

  • Vücut ağırlığı

  • Fiziksel aktivite düzeyi

  • Beslenme alışkanlıkları

  • Tıbbi geçmiş

Ayrıca, hastaların vücut bileşenleri (yağ, kas, su oranı) Tanita cihazı ile ölçülmekte, periyodik takiplerle durumu izlenerek gerekirse beslenme planı revize edilmektedir.


Taburculuk Sonrası Diyet Eğitimi

Hasta taburcu edilirken yalnızca hastalığına uygun değil, aynı zamanda sosyoekonomik durumuna ve yaşam tarzına uygun beslenme önerileri hazırlanır. Gerekli durumlarda bireysel eğitim verilerek, hasta ve ailesine doğru beslenme alışkanlıkları kazandırılması sağlanır.


Poliklinik Hizmetleri ve Diyet Danışmanlığı

Hastanemiz bünyesinde sadece tedavi gören hastalara değil, sağlıklı yaşam hedefleyen bireylere de danışmanlık verilmektedir. Poliklinik hizmetleri kapsamında:

  • Sağlıklı kilo verme ve ideal kiloyu koruma

  • Beslenme bozukluklarının önlenmesi

  • Sporcu beslenmesi

  • Hastalık risklerini azaltacak beslenme alışkanlıklarının kazandırılması amaçlanır.


Verilen Hizmetler

Hastanemizde uzman diyetisyenler tarafından sunulan hizmetler şunlardır:

  • 👶 Çocukluk Çağı Beslenmesi

  • 🧒 Ergenlik Dönemi Beslenmesi

  • 🤰 Gebelik ve Emzirme Döneminde Beslenme

  • ❤️ Kalp Hastalıklarında Beslenme Tedavisi

  • 🩸 Diyabet (Şeker Hastalığı) Diyeti

  • 🦴 Gut Hastalığına Uygun Beslenme

  • ⚖️ Malnütrisyon (Beslenme Yetersizliği) Tedavisi

  • ⚖️ Şişmanlık (Obezite) ve Kilo Kontrolü

  • 💧 Böbrek Taşı ve İdrar Yolu Sorunlarına Özel Diyetler

  • 🩺 Kronik Böbrek Yetmezliğinde Beslenme


Sağlıklı Beslenmenin Anahtarı: Bilinçli ve Planlı Diyet

Beslenme, yalnızca yemek yemek değil; bedenin ihtiyacına göre doğru besinlerle desteklenmesi demektir. Hastanemizde sunulan beslenme ve diyet hizmetleri, bilimsel temellere dayalı, kişiselleştirilmiş ve takip edilen programlarla yürütülmektedir.

Amacımız; hastalarımızın daha hızlı iyileşmesi, yaşam kalitesinin artması ve hastalıkların tekrarlamasının önlenmesidir.

Anestezi ve Reanimasyon

Genel Anestezi Nedir? Anestezi ve Reanimasyon Hekiminin Rolü Nedir?

Ameliyat sürecinde hastanın ağrı hissetmemesi, konforunun sağlanması ve güvenliğinin korunması, modern tıbbın en kritik alanlarından biridir. Bu sürecin sorunsuz ilerlemesini sağlayan uzmanlık alanı ise anestezi ve reanimasyondur.


Genel Anestezi Nedir?

Genel anestezi, hastanın bilincinin geçici olarak kapatıldığı, reflekslerin baskılandığı ve ağrı algısının ortadan kaldırıldığı tıbbi bir durumdur. Bu sayede hasta ameliyat sırasında:

  • Hiçbir şey hissetmez

  • Olan bitenin farkında olmaz

  • Kasları gevşer, böylece cerrah daha rahat çalışabilir

Genel anestezi uygulandığında amaç sadece ağrıyı ortadan kaldırmak değil, aynı zamanda ameliyat için ideal cerrahi koşulları oluşturmak ve hastanın güvenliğini sağlamak olur.


Anestezi ve Reanimasyon Hekiminin Görevleri

Ameliyat sırasında hastaya uygulanacak anestezi türü ve dozu, anestezi ve reanimasyon uzmanı (anestezi hekimi) tarafından belirlenir ve uygulanır. Ancak bu hekimlerin görevi sadece ameliyat öncesi değil, ameliyat sırasında ve sonrasında da devam eder.

Başlıca Görevler:

  • ✅ Hastanın tıbbi geçmişini ve risk faktörlerini değerlendirme

  • ✅ Uygun anestezi yöntemini seçme (genel, spinal, lokal vb.)

  • ✅ Anestezi ilaçlarının dozunu ayarlama

  • ✅ Ameliyat süresince yaşamsal fonksiyonları (kalp atımı, solunum, tansiyon, oksijen doygunluğu) izleme

  • ✅ Anestezinin olası yan etkilerini en aza indirme

  • ✅ Ameliyat sonrası hastanın güvenli bir şekilde uyanmasını sağlama

Anestezi uzmanı, hastanın ameliyat boyunca ve sonrasında stabil kalmasından birinci derecede sorumludur.


Anestezinin Vücut Üzerindeki Etkileri

Her ne kadar anestezi ilaçları ağrıyı ve bilinci baskılamada etkili olsa da, insan vücudu üzerinde bazı yan etkileri olabilir. Örneğin:

  • Kan basıncında düşüş

  • Solunumun yavaşlaması

  • Mide bulantısı

  • Uyandıktan sonra geçici bilinç bulanıklığı

Bu etkilerin en aza indirilmesi, doğru anestezi planlaması ve anlık hasta takibi ile mümkündür. Bu noktada anestezi hekiminin uzmanlığı devreye girer.

ACİL SERVİS

Acil Servis Hakkında

7/24 Kesintisiz Acil Sağlık Hizmeti

Acil Servisimiz, hafif sağlık problemlerinden hayatı tehdit eden acil durumlara kadar her türlü tıbbi müdahale gerektiren durumlarda, deneyimli hekimler, alanında uzman hemşireler ve diğer sağlık personelleri ile 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet vermektedir.

Acil servisimizin fiziksel konumu, ambulansların kolayca yanaşabileceği, hastaların hızlı erişim sağlayabileceği şekilde konumlandırılmıştır. Böylece zaman kaybı olmadan hızlı müdahale imkânı sunulmaktadır.


Etkin Triaj ve Hızlı Yönlendirme

Servisimize başvuran hastalar, ayaktan hızlı triaj uygulaması ile öncelik sırasına göre değerlendirilmektedir. Bu sistem sayesinde hastalar, en uygun sağlık birimine hızlıca yönlendirilmekte ve tedavi süreci kısa sürede başlamaktadır.


Acil Servis Fiziksel Alanlarımız

Acil servisimizde, her türlü duruma özel olarak planlanmış birimler yer almaktadır:

  • Muayene Odası

  • Primer Tedavi Odası

  • Müşahede (Gözlem) Odası

  • Resüsitasyon Odası (Acil Canlandırma)

  • Alçı ve Pansuman Odası

  • Kan Alma ve Numune Toplama Odası

Her bir bölüm, hasta güvenliği ve konforu ön planda tutularak, modern tıbbi donanım ile hizmet vermektedir.


Verilen Hizmetler

Acil servisimizde sunulan başlıca hizmetler şunlardır:

  • Acil Tıbbi Müdahale

  • El Cerrahisi Hizmetleri

  • 7/24 Laboratuvar Hizmeti

  • 7/24 Radyoloji Hizmeti (Ultrason, Röntgen, Tomografi vb.)

  • Tam Donanımlı Ambulans Hizmeti

3. Basamak Yoğun Bakım Ünitesi

3. Basamak Yoğun Bakım Nedir? Kimler Bu Seviyede Takip Edilir?


3. Basamak Yoğun Bakım Tanımı

Yoğun bakım servisleri, hastaların klinik durumlarının ciddiyetine göre üç ayrı basamakta değerlendirilir. Birinci basamak yoğun bakım, düşük riskli hastaları kapsarken, üçüncü basamak yoğun bakım, en ağır ve yaşamı tehdit eden vakaların takip edildiği bölümdür.

3. basamak yoğun bakım ünitesi, ileri düzeyde tıbbi teknoloji, multidisipliner doktor kadrosu ve 24 saat kesintisiz sağlık hizmetiyle donatılmış, kritik hastaların yaşamsal fonksiyonlarının stabilize edilmeye çalışıldığı özel bir alandır.


Kimler 3. Basamak Yoğun Bakıma Alınır?

  1. basamak yoğun bakım hastaları genellikle şu klinik tablolardan en az birine sahiptir:

  • Çoklu organ yetmezliği (karaciğer, böbrek, akciğer, kalp gibi)

  • Koma durumları

  • Şok tabloları (septik şok, kardiyojenik şok vb.)

  • Ciddi travma sonrası durumlar

  • İleri düzey solunum yetmezliği

  • Kalp yetmezliği nedeniyle mekanik destek gerektiren hastalar

Bu tür durumlar, hastanın yaşam fonksiyonlarını tehdit eden ve anlık müdahale gerektiren kritik sorunlardır.


3. Basamak Yoğun Bakımın Fiziksel ve Teknik Gereklilikleri

Bir hastanenin 3. basamak yoğun bakım hizmeti verebilmesi için aşağıdaki kriterleri karşılaması zorunludur:

1. İleri Teknoloji Tıbbi Cihazlar

  • Mekanik ventilatörler

  • Diyaliz cihazları (CRRT)

  • Yapay kalp-akciğer cihazları (ECMO)

  • Aort içi balon pompası (IABP)

  • Yüksek seviye monitörizasyon sistemleri

2. Fiziksel Donanım

  • Hasta başı merkezi gaz sistemleri

  • Negatif basınçlı izolasyon odaları

  • Acil müdahale odaları

  • Sterilizasyon ve izolasyon standartlarına uygunluk

3. Multidisipliner Doktor Ekibi

  • Yoğun bakım uzmanı

  • Anestezi uzmanı

  • Kardiyolog, nefrolog, göğüs hastalıkları uzmanı gibi branş doktorları

  • Enfeksiyon hastalıkları uzmanı

  • Nöroloji ve beyin cerrahisi uzmanları


3. Basamak Yoğun Bakımda Takip ve Tedavi

Bu ünitelerde hastaların yaşamsal bulguları anlık olarak ileri düzey monitörler ile izlenir. Gerektiğinde entübasyon, diyaliz veya mekanik dolaşım desteği gibi girişimler uygulanabilir. Hastalar çoğu zaman sedasyon altında ve uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyarlar.

Tedavi süreci sırasında hem asıl hastalığın hem de yandaş komplikasyonların yönetimi yapılır. Örneğin, solunum yetmezliği yaşayan bir hastada aynı zamanda böbrek yetmezliği gelişebilir. Bu durumda nefrolog ve göğüs hastalıkları uzmanı birlikte çalışmalıdır.


Neden 3. Basamak Yoğun Bakım Önemlidir?

  • Yaşam kurtarıcıdır.

  • Uzman ekip çalışması gerektirir.

  • Gelişmiş cihazlar sayesinde çoklu organ yetmezliği yönetilebilir.

  • Hasta başı takip ile komplikasyon riski azalır.

  • Yoğun bakımdan çıkan hastaların yaşam kalitesine olumlu katkı sağlar.


Hastanemiz Neden Tercih Edilmeli?

Hastanemiz, 3. basamak yoğun bakım hizmeti sunma yetkisine sahip, ileri teknoloji donanıma ve uzman doktor kadrosuna sahiptir. 24 saat kesintisiz hizmet, multidisipliner tedavi yaklaşımı ve etik değerlere bağlı hasta yönetimi ile en zor hastalıkları bile güvenle yönetiyoruz.


Sık Sorulan Sorular (SSS)

3. Basamak Yoğun Bakımda ziyaret saatleri var mı?

Genellikle sınırlıdır. Enfeksiyon riski nedeniyle kısa süreli ve kontrollü ziyaretlere izin verilir.

Yoğun bakım hastası tamamen bilinçsiz mi olur?

Hayır. Bilinci açık olan ancak yakın izlem gerektiren hastalar da yoğun bakımda takip edilebilir.

Yoğun bakım hastası ne kadar kalır?

Bu, hastalığın ciddiyetine göre değişir. Bazı hastalar günlerce, bazıları ise haftalarca takip edilebilir.


Sonuç

3. basamak yoğun bakım, sağlık sisteminin en karmaşık ve hayati alanlarından biridir. Bu üniteler, hayatla ölüm arasındaki ince çizgide mücadele edilen yerlerdir. Gerek tıbbi donanım gerekse uzmanlık açısından yeterli hastanelerin tercih edilmesi, hasta sağkalımı açısından kritik önem taşır.

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) 10Mar, 2025
Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Nedir?

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Nedir?

 

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Nedir

 

Obezite cerrahisi, obezite hastalarının kilo vermelerine yardımcı olmak için tasarlanmış bir cerrahi operasyon kategorisidir. Sağlık hizmeti sağlayıcıları, diğer kilo verme yöntemleri başarısız olduysa ve obezitenin cerrahiden daha fazla sağlık riski oluşturduğu görülüyorsa obezite cerrahisi önerebilir. Obezite cerrahisi tıpta bariatrik cerrahi olarak adlandırılır. Halk arasında kilo verme ameliyatı olarak da adlandırılmaktadır.

Obezite cerrahisi prosedürleri, tüketebileceğiniz ve emebileceğiniz kalori miktarını düzenlemek için sindirim sisteminizi (genellikle midenizi ve bazen de ince bağırsağınızı) değiştirerek çalışır. Ayrıca sindirim sisteminizden beyninize giden açlık sinyallerini azaltabilirler.

Bu prosedürler, diyabet ve yağlı karaciğer hastalığı dahil olmak üzere obeziteyle ilişkili birçok metabolik hastalığı tedavi etmeye ve önlemeye yardımcı olabilir. Ancak kilo verme cerrahisi kolay bir “hızlı çözüm” değildir. Başarılı olması için önceden hazırlık ve sonrasında uzun vadeli yaşam tarzı değişiklikleri gerektirir.

 

Obezite Cerrahisi  Neden Yapılır?

Obezite cerrahisi, sınıf III obezite için en başarılı uzun vadeli tedavidir. Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne (NIH) göre, sınıf III obezitesi olan kişilerin yalnızca diyet ve egzersizle kilo kaybını sürdürmesi neredeyse imkansızdır. Vücudunuz yüksek kilonuzu “normal” olarak algıladığında, o kiloya geri dönmeye çalışmaya devam eder. Obezite cerrahisi yani bariatrik cerrahi, vücudunuzun yediklerinizi yönetme biçimini değiştirerek sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerinin sürdürülebilir kilo kaybı ve sağlık için etkili olmasını sağlar.

 

Obezite Cerrahisi Hangi Rahatsızlıkları Tedavi Edebilir?

Obezite, yaşamı tehdit edici olabilen birçok kronik hastalıkla ilişkilidir. Bu rahatsızlıklar ve risk faktörleri ameliyattan ve kilo kaybından sonra büyük ölçüde iyileşir.

Obezite cerrahisi adayıysanız, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bu hastalıklardan herhangi birine zaten sahip olabilirsiniz veya geliştirme riskiniz olabilir:

Yüksek kolesterol: Hiperlipidemi (yüksek kolesterol), kanınızda çok fazla lipit (yağ) olduğu anlamına gelir. Bunlar birikerek kan damarlarınızda tıkanıklıklara yol açabilir. Bu nedenle yüksek kolesterol sizi felç veya kalp krizi riskine sokabilir.

Yüksek tansiyon: Hipertansiyon (yüksek tansiyon), kan damarlarınızdan akan kanın kuvvetinin çok yüksek olduğu anlamına gelir. Bu, kan damarlarınızın duvarlarını aşındırır ve sizi kalp krizi ve felç riskine daha fazla sokar. Yüksek kan şekeri. Hiperglisemi (yüksek kan şekeri) insülin direnciyle yakından bağlantılıdır ve diyabetin öncüsü olarak kabul edilir. Tedavi edilmezse sinirlerinize, kan damarlarınıza, dokularınıza ve organlarınıza zarar verebilir ve birçok hastalığa yakalanma riskinizi artırabilir.

Tip 2 diyabet: Aşırı yağ depolanması insülin direncine yol açabilir ve bu da yetişkin başlangıçlı diyabete (tip 2)’ye neden olabilir. Tip 2 diyabet geliştirme riski, BMI (vücut kitle indeksi) ölçeğinde her 1 puanlık artış için %20 artar.

Kalp hastalığı: Obezite, kalp fonksiyonunun bozulmasına ve konjestif kalp yetmezliğine yol açabilir. Ayrıca atardamarlarınızın içinde plak birikmesine neden olabilir ve kalp krizi ve felç riskinizi artırır.

Böbrek hastalığı: Yüksek tansiyon, insülin direnci ve konjestif kalp yetmezliği gibi obeziteyle ilişkili metabolik sendromlar, kronik böbrek hastalığına ve böbrek yetmezliğine önemli katkıda bulunur.

Obstrüktif uyku apnesi: Tedavi edilmeyen uyku apnesi olan kişiler, üst solunum yolları tıkandığında uykuları sırasında tekrar tekrar nefes almayı bırakırlar. Bu olaylar hayati organlara giden oksijen akışını azaltır ve özellikle kalbi tehlikeye atar.

Osteoartrit: Aşırı kilo dizleriniz gibi eklemlere ekstra baskı uygular. Bu, osteoartrit, dejeneratif bir eklem hastalığı geliştirmenizi veya zaten varsa daha da kötüleştirmenizi daha olası hale getirir.

Alkol ile ilişkili olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD): NAFLD, vücudunuz karaciğerinize aşırı yağ biriktirmeye başladığında ortaya çıkar. Alkol ile ilişkili olmayan steatohepatite (NASH), karaciğerinize uzun vadeli hasar verebilecek kronik iltihaplanmaya yol açabilir.

Kanser: Bağlantı tam olarak anlaşılmamış olsa da obezite bir düzineden fazla kanser türüne yakalanma riskinin artmasıyla ilişkilidir. Ayrıca kanserden ölme riskinizi %50’den fazla artırır.

 

Obezite Cerrahisi Hakkında Bilmeniz Gerekenler


Obezite Ameliyatı Olmanız İçin Gereken Durumlar

Obezite cerrahisi gereksinimleri, III. sınıf obezite tanısının konulmasıyla başlar. Bu, şunlardan biri olduğunuz anlamına gelir:

  • 40 veya daha yüksek bir BMI’ye sahip olmak. Vücut Kitle İndeksi (BMI), boy-kilo oranınıza göre ne kadar vücut yağınız olduğunu öğrenmenin bir yoludur. 40 veya daha yüksek bir puan çıkarsa obeziteyle ilgili hastalıklar için yüksek riske sahipsiniz demektir. Genellikle yaklaşık 100 lbs. fazla kiloya eşittir.
  • En az 35 BMI’ye ve en az bir ilgili sağlık sorununa sahip olmak. İlgili bir sağlık sorunu olmayan 35 BMI, II. sınıf obezite olarak kabul edilir.

Ergenler için kriterler biraz daha yüksektir. Ergenler, şunlara sahipse aday olabilir:

  • En az 40 BMI ve obeziteyle ilgili bir tıbbi durum.
  • En az 35 BMI ve ciddi obeziteyle ilgili bir tıbbi durum.

BMI (vücut kitle endeksi) kolayca ölçülebilmesine rağmen, obeziteyle ilgili sağlık sorunlarınızı teşhis etmek için bazı tıbbi testler yaptırmanız gerekebilir.

 

Obezite Cerrahisi Ne Zaman Yapılmalı?

Ameliyatın son çare olduğu: Obezite cerrahisi, sınıf III obezite için en etkili uzun vadeli tedavidir. Bilimsel olarak incelendiğinde, diyet ve egzersiz -tek başına veya ilaçlarla birlikte- uzun vadede çok daha az etkilidir.

Ameliyatın “kolay çıkış yolu” olduğu: Obezite cerrahisi, sağlıklı bir diyet ve yaşam tarzının sürdürülebilir kilo kaybına yol açmasını sağlayan bir araç olarak düşünülebilir. Genellikle hastalar bu değişiklikleri daha önce uzun vadeli başarı elde etmeden yapmışlardır. Ameliyat bu değişikliklerin etkili olmasını sağlar.

 

Bariatrik Cerrahiye Nasıl Hazırlanmalıyız?

Obezite cerrahisi planlamadan önce, sağlık uzmanınız ameliyat için fiziksel ve zihinsel olarak uygun olduğunuzdan emin olmak isteyecektir. Fiziksel ve ruhsal sağlığınızı değerlendirirken riskler ve faydalar hakkında size danışmanlık yapacak bir uzman ekibiyle görüşeceksiniz.

Ameliyatın sizin için güvenli olduğundan emin olmak için tıbbi tarama testlerinden geçmeniz gerekebilir. Tütün, uyuşturucu veya aşırı alkol kullanıyorsanız, ameliyat için uygun hale gelmeden önce bırakmanız gerekecektir. Sağlık ekibiniz bu konuda size yardımcı olabilir.

Cerrahınız ayrıca ameliyata hazırlanmak için birkaç hafta boyunca obezite cerrahisi öncesi bir diyet uygulamanızı isteyebilir. Bu, ameliyatın yapılacağı karnınızın içindeki yağı azaltmak, ameliyatı daha güvenli hale getirmek ve komplikasyon riskini azaltmak içindir. Cerrahınız size uymanız gereken özel yönergeler verecektir.

 

Kilo Verme Ameliyatı Nasıl Yapılır?

 

Obezite Ameliyatı Nasıl Yapılır

 

Kilo verme ameliyatı genellikle minimal invaziv yöntemlerle (laparoskopik cerrahi) ile yapılır. Minimal invaziv yöntemler, küçük kesiler, daha hızlı iyileşme ve geleneksel açık cerrahiye göre daha az ağrı ve yara izi anlamına gelir. Çok nadiren, bazı hastalar özel durumları nedeniyle açık cerrahi ile daha iyi tedavi edilir.

 

Obezite Cerrahisi’nin Farklı Türleri Nelerdir?

 

1) Mide Manşonu (Tüp Mide) Ameliyatı

 

Tüp Mide Ameliyatı

 

Gastrik manşon, aynı zamanda sleeve gastrektomi olarak da adlandırılır, ABD’de en sık uygulanan obezite cerrahisidir. Bunun nedeni, çoğu kişide düşük komplikasyon riskiyle gerçekleştirilmesi güvenli olan nispeten basit bir prosedür olması olabilir.

Gastrektomi, midenizin yaklaşık %80’ini çıkarır ve geride bir tüp gibi küçük, tüp şeklinde bir kısım bırakır. Bu, doğal olarak tek seferde tüketebileceğiniz yiyecek miktarını azaltır ve daha çabuk tok hissetmenizi sağlar. Ancak aynı zamanda midenizde normalde üretilen açlık hormonlarını da azaltır. Bu, metabolizmanızı dengelemeye, iştahınızı azaltmaya ve kan şekerinizi düzenlemeye yardımcı olur.

 

2) Gastrik Bypass Ameliyatı

 

Gastrik Bypass

 

Gastrik bypass, “Y harfi şeklinde” anlamına gelen Fransızca bir terim olan “Roux-en-Y” olarak da bilinir. Bu prosedürle, ince bağırsağınız bu forma kavuşacaktır. İlk olarak, cerrahlar midenizin üst kısmında küçük bir kese oluşturarak cerrahi zımbalarla alt kısımdan ayırırlar. Daha sonra ince bağırsağınızı bölerler ve yeni segmenti mide kesesine bağlamak için yukarı getirirler. Yiyecekler artık geri kalanını atlayarak yeni, daha küçük mideden ve ince bağırsağınızın alt kısmından akacaktır. Bu, midenizin ne kadar tutabileceğini ve ayrıca ince bağırsağınızın ne kadar besin emebileceğini kısıtlar. İnce bağırsağı kısıtlamak, bu yöntemi tek başına gastrik kısıtlamadan daha etkili hale getirir.

 

3) Duodenal Switch ile Biliopankreatik Diversiyon (BPD-DS)

 

Duodenal Switch ile Biliopankreatik Diversiyon (BPD-DS)

 

Bu, tüp mide ameliyatı ile intestinal bypass’ı birleştiren bir operasyon olan duodenal switch’in orijinal versiyonudur. (Bazen daha kısa bir isimle anılır: Gastrik Redüksiyon Duodenal Switch). Roux-en-Y gastrik bypass’a benzer ancak daha uç bir isimdir. Bu operasyon ince bağırsağınızın çoğunu -yaklaşık %75’ini- bypass eder. Bu, ince bağırsağınızda ve midenizde üretilen açlık hormonlarını önemli ölçüde azaltır. Ayrıca ince bağırsağınızın emebileceği besin miktarını da önemli ölçüde kısıtlar. Bu, duodenal switch’i kilo kaybı ve diyabet gibi metabolik sendromları iyileştirmek için en etkili cerrahi yapan şeydir. Ancak vücudunuzun sağlıklı kalmak için yeterli besinleri emmesini de zorlaştırabilir.

 

4) Mide Bağırsak Pilor Koruyucu Cerrahi (SIPS)

 

Mide Bağırsak Pilor Koruyucu Cerrahi (SIPS)

 

Bu yeni prosedür, komplikasyonları azaltmayı amaçlayan orijinal duodenal switch’in değiştirilmiş bir versiyonudur. Ayrıca Loop Duodenal Switch veya SADI-s isimleriyle de anılır. İlk sonuçlar hala inceleniyor, ancak şu ana kadar bu versiyonun sonunda orijinal duodenal switch’in yerini alabileceği umut verici görünüyor. Orijinalinde olduğu gibi, bir tüp mide ameliyatı ile başlıyor, ardından mideden hemen sonra ince bağırsağın ilk kısmını (duodenum) bölüyor. Bu sefer, ince bağırsak bir halka olarak yeniden bağlanıyor ve bu da iki yerine sadece bir cerrahi bağlantı (anastomoz) gerektiriyor. Ayrıca, ince bağırsağın daha azının baypas edilmesi ve biraz daha fazla besin emilimine izin verilmesi anlamına geliyor.

 

Kilo Verme Ameliyatı Sonrası Nasıl Bir Postoperatif Bakım Göreceğim?

Postoperatif: Ameliyat sonrasındaki iyileşme sürecini ifade etmek için kullanılan bir terimdir.

Obezite ameliyatınızdan sonraki ilk yıl boyunca, sağlık uzmanınız sizi düzenli olarak takip ziyaretleri ve testler için görecektir. Sağlığınızın nasıl iyileştiğini izlemek ve herhangi bir beslenme eksikliğini taramak için metabolik kan testleri yapacaklardır. İlk yıldan sonra, sağlıklıysanız ve çok kilo verdiyseniz, sağlık uzmanınızla vücut şekillendirme seçeneklerini görüşmek isteyebilirsiniz. Vücut şekillendirme, fazla deri kıvrımlarını gidermeye ve gevşek dokuları sıkılaştırmaya yardımcı olabilir.

 

Obezite Cerrahisi ile Ne Kadar Kilo Verirsiniz?

Obezite cerrahisi olan insanların yaklaşık %90’ı- obezite cerrahisi sonrası fazla kilolarının yaklaşık %50’sini kaybeder ve bu kiloyu korur.

Farklı prosedürlerin sonuçları biraz farklıdır.

Gastrik bypass’tan sonra ortalama kilo kaybı, fazla vücut ağırlığının yaklaşık %70’idir.

Duodenal switch’ten sonra bu oran yaklaşık %80’dir.

Mide manşonu (tüp mide) ameliyatından sonra kilo kaybı %30 ile %80 arasında değişir. Bu sonuçlar 18 ila 24 aylık bir süreden sonra ölçülür.

 

Obezite Cerrahisi Riskleri ve Faydaları


Obezite Cerrahisi Riskleri Nelerdir?

Obezite cerrahisi artılarını ve eksilerini tartarken, operasyonun kendisinin risklerini ve sonrasında ortaya çıkabilecek olası yan etkileri göz önünde bulundurmak önemlidir.

 

Karşılaşabileceğiniz Cerrahi komplikasyonlar

Tüm ameliyatlar belirli riskler içerir. Daha uzun ve daha karmaşık ameliyatlar daha fazlasını içerebilir. Riskler şunlardır:

  • Kanama
  • Enfeksiyon
  • Kan pıhtıları
  • Fıtıklar
  • İnce bağırsak tıkanıklığı
  • Anastomoz sızıntıları

 

Obezite Ameliyatı Yan Etkileri

Sindirim sisteminizi değiştiren ameliyatlar belirli sindirim komplikasyonlarına neden olabilir. Bunlara bazen gastrektomi sonrası sendromlar denir.

Olası komplikasyonlar şunları içerir:

Dumping sendromu: Bu, midenizin yiyecekleri ince bağırsağınıza çok hızlı boşalttığında ortaya çıkabilen bir dizi semptomdur. Obezite cerrahisi geçiren kişilerin %50’si kadarında sonrasında dumping sendromunun bazı semptomları görülebilir. Semptomlar arasında mide bulantısı, ishal, karın krampları ve hipoglisemi yer alabilir. Bunlar genellikle zamanla kaybolur. Sağlık ekibiniz, iyileşirken dumping sendromunu önlemenize veya azaltmanıza yardımcı olmak için size diyet yönergeleri verecektir.

Malabsorpsiyon ve yetersiz beslenme: Birçok obezite cerrahisi prosedürü, emdiğiniz kalorileri azaltmak için ince bağırsağınızda kasıtlı olarak malabsorpsiyona neden olur. Ancak malabsorpsiyon gevşek dışkıya yol açabilir. Dikkatli olmazsanız beslenme eksikliklerine de yol açabilir. Sağlık uzmanınız bunu önlemeye yardımcı olmak için besin takviyeleri yazacaktır.

Safra reflüsü: Mideniz ile ince bağırsağınız arasındaki açıklık olan pilorik valfi etkileyen cerrahi, arızalanmasına neden olabilir. Pilorik valf düzgün kapanmazsa, olası sonuçlardan biri safra reflüsüdür. Bu, safra kesenizin yiyecekleri sindirmeye yardımcı olmak için ince bağırsağınıza gönderdiği safranın midenize geri akabileceği anlamına gelir. Safra reflüsü mide zarınızı aşındırarak gastrit ve mide ülserine yol açabilir.

Safra kesesi taşları: Hızlı kilo kaybı, işlemesi için karaciğerinize büyük miktarda kolesterol gönderir. Karaciğeriniz safra kesesine safra gönderdiğinde, beraberinde ekstra kolesterol taşır. Bu ekstra kolesterol safra kesenizde birikerek kolesterol safra taşları oluşturabilir. Safra taşları her zaman sorunlara yol açmaz, ancak hareket edip safra kanallarınızda sıkışırsa tehlikeli olabilir. Sağlık uzmanınız obezite cerrahisi sonrası safra taşlarını önlemek için size reçeteli bir ilaç verebilir.

 

Obezite Cerrahisi Faydaları Nelerdir?

Önemli ve sürekli kilo kaybı: Obezite cerrahisi, uzun vadede sınıf III obezite için etkili olduğu kanıtlanmış tek tedavidir.

Azaltılmış açlık hormonları ve iyileştirilmiş metabolizma: Obezite ameliyatı, obezite sonrası vücudunuzun metabolik programlamasını yeniden düzenleyerek kilo alımını önleyen tek obezite tedavisidir.

Kolesterol ve kan şekeri yönetimi: Kilo verme ameliyatı genellikle diyabet semptomlarının gerilemesine neden olur ve çeşitli metabolik sendromları olan kişilerin ilaçlarını bırakmalarına olanak tanır.

Daha uzun, daha sağlıklı bir yaşam: Obeziteyle ilişkili hastalıkları ve rahatsızlıkları azaltmanın yanı sıra, obezite cerrahisi aslında hayatınızı uzatabilir. Büyük bilimsel çalışmalar, Obezite cerrahisi ile herhangi bir nedenden kaynaklanan ölüm riskinin %40’ın üzerinde azaldığını göstermiştir.

 

Obezite Cerrahisi Sonrası İyileşme ve Başarı Oranı


Obezite Cerrahisi Sonrası İyileşmek Ne Kadar Sürer?

Obezite cerrahisi sonrası, durumunuza göre muhtemelen hastanede birkaç gün, ardından işe geri dönmeye hazır hissetmeden önce birkaç hafta evde iyileşerek geçireceksiniz. Altı haftaya kadar yorucu aktivitelerden kaçınmanız gerekebilir ve normal diyete dönmeniz 12 haftaya kadar sürebilir.

 

Obezite Cerrahisi Başarı Oranı Nedir?

Fazla kilonuzun %50’sini verip, verdiğiniz kiloyu koruyabilirseniz obezite cerrahisi başarılı sayılır. Bu standarda göre başarı oranı %90’dır. Birçok kişi ilk iki yıl boyunca sabit kilo kaybı yaşar, ardından durur veya biraz kilo alır. Genellikle geri alınan kilo %25’ten azdır.

 

Çukurova Klinik’ten Bir Not

Obezite cerrahisi, zor ve ilerleyici bir hastalığa çok ihtiyaç duyulan, uzun vadeli bir çözüm sunar. Obeziteyi yenmek çok zordur ve müdahale edilmezse sağlığınız, yaşam kaliteniz ve yaşam süreniz üzerinde ağır etkileri olur. Obezite cerrahisi, aşırı kilosu olan kişilerin kilo vermesini ve verdiği kiloyu korumasını zorlaştıran biyolojik faktörleri değiştirebilir. Ameliyatın kendine özgü riskleri ve komplikasyonları olabilirken, çoğu durumda bunlar obezite ve ilişkili hastalıklarla birlikte gelen risklerden ve komplikasyonlardan çok daha düşüktür.

Obeziteniz varsa ve kilo vermek zorlu bir mücadeleyse, Çukurova Klinik uzman doktorlarımız ile sizin için obezite cerrahisinin uygun olup olmadığı konusunda karar vermenize yardımcı olabiliriz.

Mide Balonu Nedir?

Mide Balonu Nedir?

Mide Balonu Nedir

 

Mide balonu prosedürü, ameliyat olmadan midenizin hacmini azaltarak kilo vermenize yardımcı olan obezite için geçici bir tedavidir.

Mide balonu, silikon kauçuktan yapılmış yumuşak, pürüzsüz ve dayanıklı bir balondur. Mide kapasitesini azaltmak ve daha az yiyecekle tok hissetmenize yardımcı olmak için mideye yerleştirilmek üzere tasarlanmıştır.

Söndürülmüş balon, bir doktor tarafından endoskop (ince, esnek bir tüp) kullanılarak ağız yoluyla mideye yerleştirilir.

Daha sonra balon, midede yer kaplamak için tuzlu su (tuzlu su) ile doldurulur ve büyük miktarda yiyecek ve içecek için daha az yer kalır. Amaç, daha küçük öğünler yedikten sonra daha hızlı tok hissetmenize ve bu tokluk hissini daha uzun süre korumanıza yardımcı olmaktır, böylece öğünler arasında daha az aç hissedersiniz.

 

Mide Balonu Nasıl Takılır ve Çıkarılır?

 

 

Mide balonu takılması aşamaları şu şekildedir:

  • Söndürülmüş balon, doktor tarafından endoskop kullanılarak ağız yoluyla mideye yerleştirilir.
  • Balon tuzlu suyla doldurulur ve midede altı ay kalabilir. Daha sonra çıkarılır.
  • Mide hacmini azaltarak, mide balonu obezite sorunu olan kişilerin daha az yiyecekle tok hissetmelerine ve kademeli olarak kilo vermelerine yardımcı olabilir.

Kilo verme balonu midenizde altı ay kalacak şekilde tasarlanmıştır. Tedavi programını tamamladığınızda veya doktorunuz önerdiğinde balon çıkarılabilir. Bu, yaklaşık 20 dakika süren ve balonun yerleştirilmesine benzer adımları izleyen basit bir işlemdir.

Mide balonunu çıkarmak için doktor şunları yapacaktır:

  • Rahatlamanız için sizi sakinleştirecektir.
  • Ağzınızdan midenize bir endoskop yerleştirecektir.
  • Balonu delecek ve tuzlu suyu çekmek için bir kateter kullanacaktır.
  • Sönmüş balonu çıkarmak için endoskopu kullanacaktır.

 

Mide Balonu Kimler İçin Uygundur?

Mide balonu prosedürü, aşağıdaki durumlara sahip bazı yetişkinler için kilo verme seçeneği olabilir:

  • Vücut kitle indeksi (VKİ) 30 ila 40 olanlar. (VKİ, bir kişinin kilosu ile boyu arasındaki ilişkiyi yansıtır) 30 veya üzeri bir VKİ, obezite belirtisidir. Mide balonu, bazı durumlarda VKİ’si 30 ila 40’tan yüksek veya düşük olan kişilere de önerilebilir.
  • Diyet, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlarla kilo veremeyenler.
  • Anatomi değiştiren bariatrik cerrahiye göre daha az invaziv bir alternatif tercih edenler.
  • Doktorunuz eklem replasmanı veya doğurganlığa yardımcı olmak gibi planlı bir ameliyattan önce kilo vermenizi önerirse, mide balonu nispeten kısa bir sürede istediğiniz kiloya ulaşmanıza yardımcı olabilir.

 

Mide Balonu Prosedürü Sırasında Neler Olur?

 

Mide Balonu Uygulaması

 

Endoskopla mide balonunun yerleştirmesi için yapılan minimal invaziv, ayakta tedavi prosedürü yaklaşık 15 ila 20 dakika sürer ve bir endoskopi merkezinde gerçekleştirilir.

7 adımda mide balonu yerleştirme prosedürü

  1. Balonu mideye yerleştirmek için doktor, ışıklarla donatılmış, esnek, dar tüp benzeri bir kamera cihazı kullanır, buna endoskop denir.
  2. Sedasyon atında olursunuz yani uyku halinde, doktorunuz sizi yan tarafınıza yatırarak rahat bir şekilde bu işlemin gerçekleşmesini sağlar.
  3. Doktor endoskopu ağzınıza yerleştirir ve büyük bir hiatal herni veya mide ülseri gibi gastrik balon yaptırmayı güvensiz kılacak hiçbir şey olmadığından emin olmak için yemek borunuzu, midenizi ve ince bağırsağınızı dikkatlice inceler.
  4. Her şey normal görünüyorsa, endoskopun yanına kateter adı verilen dar bir tüp yerleştirilir. Sönmüş balon, kateterin ucuna takılır.
  5. Endoskop, kateteri yemek borusundan geçirip mideye yönlendirir.
  6. Balon yerleştirildikten sonra, balon yaklaşık bir greyfurt büyüklüğüne gelene kadar kateter aracılığıyla tuzlu su ile doldurulur.
  7. Doktor, endoskopu kullanarak kateteri balondan ayırır ve balon bir valf ile kendini kapatır. Doktor endoskopu ve kateteri geri çeker ve dolu balonu midede bırakır.

 

Mide Balonu İşlemi Sonrası İyileşme Süreci

Sedasyon etkisi geçer geçmez eve gidebileceksiniz. Birinin sizi arabayla götürebildiğinden emin olun.

Duş alma, yüzme ve uçakla seyahat etme gibi tüm normal aktivitelerinize kısıtlama olmaksızın devam edebilirsiniz.

 

Mide Balonu’nun Yan Etkileri ve Komplikasyonları

Balon midenize yerleştirildikten sonra birkaç gün boyunca mide bulantısı, kusma veya mide krampları yaşayabilirsiniz. Doktorunuz bu semptomları hafifletmek için ilaçlar yazacaktır ve bu semptomlar üç ila beş gün içinde ortadan kalkar.

Reflü veya gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) semptomları balon yerleştirildikten sonra kötüleşebilir ancak proton pompası inhibitörü (PPI) gibi günlük bir antiasit ilaçla iyileştirilebilir.

Mide balonu olan çoğu kişi yaklaşık bir hafta sonra balonu fark etmez.

 

Mide Balonu’nun Çok Nadir Görülen Komplikasyonları

  • Mideye yerleştirildikten sonra balonun sönmesi, balonun mideden dışarı çıkmasına ve bağırsakları tıkamasına neden olabilir.
  • Balon yerleştirildikten sonra yemek borusunun veya midenin delinmesi.
  • Bilinmeyen nedenlerden dolayı balonun yerleştirildikten sonra kendiliğinden aşırı şişmesi ve erken çıkarılmasını gerektirir.

 

Mide Balonuyla Kilo Verme Aşamaları

 

Mide Balonu Kilo Verme Aşamaları

 

Mide balonu yerleştirildikten sonraki ilk iki hafta boyunca sıvı bir diyet uygulayacaksınız, ardından normal gıdalara kademeli olarak geçeceksiniz. Sağlık ekibiniz diyet kısıtlamalarıyla ilgili yönergeler sağlayacaktır.

Özellikle mide balonuyla yaşamaya başladıktan sonraki ilk üç ila dört ayda hızla kilo vermeniz muhtemeldir. Genellikle, insanlar altı aylık program tamamlandığında vücut ağırlıklarının yaklaşık %10 ila %15’ini kaybederler.

Mide balonu kapsamlı bir kilo verme yaklaşımının bir parçası olabilir. Doktorunuz ayrıca, uzun vadede sağlıklı beslenme ve egzersiz alışkanlıklarını desteklemek ve balon çıkarıldıktan sonra tekrar kilo almanızı önlemek için ek diyetisyen, davranışsal veya tıbbi tedavi önerebilir.

Hemoroid Nedir?

Hemoroid Nedir?

Hemoroid Nedir

Hemoroid, anüsünüzün ve alt rektumunuzun içersindeki ve etrafındaki anal yastıkçıkların şişmesi ve tahriş olması durumudur.

Anal kanal, damarsız ve damarlı bir bileşene sahip üç anal yastık sütunundan oluşur. Bu, insan anatomisinin normal bir parçası olarak kabul edilir. Bu anal yastıkların işlevi, dışkıyı tutma yeteneğimizin bir kısmını sağlamak (kontinans) ve dışkılama sırasında sfinkter kas kompleksini (banyoya gidebilmemiz için bağırsak hareketini erteleme yeteneği veren kaslar) korumaktır. Hemoroidler, anüsünüzün ve alt rektumunuzun içindeki ve etrafındaki bu anal yastıkların şişip tahriş olmasıyla oluşur. Bu, bu damarlar üzerinde ekstra basınç olduğunda olur.

Hemoroidler anüsün içinde (iç), anüsün etrafındaki cildin altında (dış) veya karışık (iç-dış) olabilir. Her birinin semptomları konuma bağlı olabilir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda çok yaygındır. Tüm insanların yarısına yakını ortalama 50 yaşına geldiğinde hemoroid olacaktır. Birçok kadın hamilelik ve doğum sırasında hemoroid olur. Bir bebeği taşımanın baskısı, pelvik bölgenizdeki kan damarlarına ekstra baskı uygular. Doğum sırasında bebeği dışarı itmek için zorlanmak da bu kan damarlarına ekstra baskı uygular.

 

Bilmeniz Gerekenler

  • Hemoroid, anüsünüzün ve alt rektumunuzun içindeki ve çevresindeki anal yastıkçıkların şişmesi ve tahriş olması durumudur. Bu, bu damarlar üzerinde ekstra basınç olduğunda olur.
  • Hemoroidler ya anüsünüzün içinde (iç) ya da anüsünüzün etrafındaki derinin altında (dış) bulunur.
  • Tüm insanların yaklaşık yarısı 50 yaşına geldiğinde hemoroid olacaktır.
  • Birçok kadın hamilelik ve doğum sırasında hemoroid olur.
  • Ailenizde hemoroid öyküsü varsa, bağırsak hareketleri sırasında sık sık zorlanıyorsanız veya uzun süreli (kronik) kabızlık veya ishal yaşıyorsanız hemoroid olabilirsiniz.
  • Belirtiler arasında dışkınızda kan, anüsünüzün etrafında ağrı veya kaşıntı olabilir.
  • Sağlık uzmanınız hemoroidiniz olduğundan emin olmak için birkaç test yapabilir.
  • Diyetinize daha fazla lif ve sıvı eklemeniz gerekebilir.
  • Tedavinin amacı semptomlarınızı azaltmaktır. Bazı durumlarda ameliyat gerekir

 

Hemoroide Ne Sebep Olur?

Aşağıdaki durumlara sahipseniz hemoroid olabilirsiniz:

  • Bağırsak hareketleri sırasında (dışkılarken) sık sık ıkınıyorsanız.
  • Hamileyseniz.
  • Ailede hemoroid öyküsü varsa.
  • Yaşlıysanız.
  • Uzun süreli veya kronik kabızlık veya ishaliniz varsa.

 

Hemoroid Kimlerde Görülür?

Hemoroidler çok yaygındır. Çoğu insan hayatının bir döneminde hemoroid olur.

Aşağıdaki durumlarda hemoroid olma olasılığınız daha yüksektir:

  • Hamileyseniz.
  • Tuvalette çok uzun süre oturuyorsanız.
  • Obezseniz.
  • Ağır kaldırma gibi sizi daha fazla ıkındıran şeyler yapıyorsanız.
  • Ailede hemoroid öyküsü varsa.
  • Uzun süreli veya kronik kabızlık veya ishaliniz varsa.
  • 45 ila 65 yaş arasındaysanız.

 

Hemoroid Belirtileri Nelerdir?

Her kişinin hemoroid belirtileri farklı olabilir. En yaygın semptomlardan bazıları şunlardır:

  • Dışkınızda, tuvalet kağıdında veya tuvalet klozetinizde parlak kırmızı kan görülmesi.
  • Anüsünüzün etrafında ağrı ve tahriş olması.
  • Anüsünüzün etrafında şişlik veya sert bir yumru olması.
  • Kaşıntı.

Hemoroid semptomları diğer sağlık sorunlarına benzeyebilir. Emin olmak için mutlaka bir sağlık uzmanına görünün.

 

Hemoroid Nasıl Teşhis Edilir?

Hemoroid’in en büyük belirtisi olan dışkıda kan görülmesidir ancak dışkınızda kan olması, kolorektal kanser gibi diğer sindirim bozukluklarının da bir işareti olabilir. Tam bir teşhis için bir sağlık uzmanına görünmeniz önemlidir.

Hemoroidiniz olup olmadığını görmek için, doktorunuz aşağıdakiler de dahil olmak üzere sizden birkaç test yapılmasını isteyebilir:

Fiziksel Muayene: Bu, anüsünüzü ve rektumunuzu kontrol etmek ve hemoroid belirtisi olan şişmiş kan damarlarını aramak için yapılır.

Dijital Rektal Muayene: Doktorunuz, herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol etmek için eldivenli, yağlanmış (kayganlaştırılmış) parmağını rektumunuza sokar ordaki durumu kontrol eder.

Anoskopi: Anüsünüze içi boş, ışıklı bir tüp yerleştirilir. Bu, iç hemoroidleri görmek için kullanılır.

Proktoskopi: Anüsünüze ışıklı bir tüp yerleştirilir. Bu, tüm rektumunuzun görünümünü verir.

Sigmoidoskopi: Bu test, kalın bağırsağınızın bir kısmının içini kontrol eder. İshal, karın ağrısı, kabızlık, anormal büyümeler ve kanamaya neyin sebep olduğunu öğrenmeye yardımcı olur. Kısa, esnek, ışıklı bir tüp (sigmoidoskop) rektum yoluyla bağırsağınıza yerleştirilir. Bu tüp bağırsağınıza hava üfleyerek şişmesini sağlar. Bu, içini görmeyi kolaylaştırır. Gerekirse doku örneği (biyopsi) alınabilir.

Kolonoskopi: Bu test kalın bağırsağınızın tüm uzunluğuna bakar. Herhangi bir anormal büyüme, kırmızı veya şişmiş doku, yaralar (ülserler) veya kanama olup olmadığını kontrol etmeye yardımcı olabilir. Kolonoskop adı verilen uzun, esnek, ışıklı bir tüp rektumunuzdan kolona kadar yerleştirilir. Bu tüp, sağlayıcınızın kolonunuzun astarını görmesini ve test etmek için bir doku örneği almasını sağlar. Ayrıca bulunabilecek bazı sorunları tedavi edebilirler.

 

Hemoroid Nasıl Tedavi Edilir?

Hemoroid tedavisi semptomlarınıza, yaşınıza ve genel sağlık durumunuza bağlı olacaktır. Ayrıca hemoroidinizin durumunun ne kadar kötü olduğuna da bağlı olacaktır.

Tedavinin temel amacı semptomlarınızı azaltmaktır. Semptomları azaltmaya yönelik tedaviler şunlardır:

  • Günde birkaç kez küvette sade, ılık suda oturmak (oturma banyosu).
  • Şişliği azaltmak için buz torbaları kullanmak.
  • Rektuma yerleştirilen hemoroid kremleri veya ilaçları kullanmak (fitiller).
  • Sağlık uzmanınız dışkınızı yumuşatmaya yardımcı olmak için diyetinize daha fazla lif ve sıvı eklemenizi de önerebilir. Daha yumuşak dışkıya sahip olmak, bağırsak hareketleri sırasında ıkınmanıza gerek kalmaması anlamına gelir. Bu, hemoroidleriniz üzerindeki baskıyı azaltır.

Hemoroid tedavisi için faydalı olan yöntemlerden bir diğeride lifli gıdalar tüketmektir:

  • Meyveler
  • Sebzeler
  • Tam tahıllar
  • Sağlık uzmanınız ayrıca dışkı yumuşatıcılar, müshiller veya lif takviyeleri almanızı önerebilir.

Hemoroid tedavisinde bazı durumlarda ameliyat gerekir. İç ve dış hemoroidleri çıkarmak veya azaltmak için kullanılan çeşitli prosedürler ve ameliyatlar vardır. Bunlar şunları içerir:

Hemoroid Tedavisi Lastik Bant Ligasyonu

Lastik Bant Ligasyonu: Hemoroidin rektumunuzun içindeki tabanının etrafına bir lastik bant yerleştirilerek hemoroide giden kan dolaşımı kesilir. Hemoroid küçülür ve birkaç gün içinde kaybolur.

Hemoroid Tedavisi Skleroterapi

Skleroterapi: Hemoroidin küçülmesi için kan damarının etrafına kimyasal bir solüsyon iğne enjekte edilir.

Hemoroid Tedavisi Elektriksel Koagülasyon

Elektriksel Koagülasyon: Kızılötesi fotokoagülasyon olarak da adlandırılır. Özel bir cihaz, hemoroid dokusunu yakmak için kızılötesi ışık demeti kullanır.

Hemoroidektomi

Hemoroidektomi ve Hemoroidopeksi: Bu prosedürler hemoroidlerinizi kalıcı olarak ortadan kaldırır.

 

Hemoroidlerin Olası Komplikasyonları Nelerdir?

Nadir durumlarda, hemoroidler başka sorunlara da neden olabilir. Bunlar şunları içerebilir:

Yorgunluk yaratan düşük kan sayımı (anemi): Bu, uzun süreli veya kronik bir hemoroidden kaynaklanan kanama nedeniyle olabilir.

Dışarıya doğru çıkan prolapsus (makat sarkması): Bu, hemoroide giden kan akışı kesildiğinde olabilir. Bu çok ağrılı olabilir ve kanamaya neden olabilir. Ameliyat olmanız gerekebilir.

 

Hemoroidi Önlemek Mümkün Mü?

Hemoroidlerin oluşmasını her zaman durdurmak mümkün değildir. Ancak şunları yaparsanız hemoroid olma riskinizi azaltabilirsiniz:

  • Bol lifli gıdalar ve sıvı içeren sağlıklı bir diyet yapın.
  • Tuvalette oturma sürenizi sınırlayın.
  • Kabızlığı ve ishali yönetmek ve ıkınmayı önlemek için sağlık uzmanınızla birlikte çalışın.
  • Sağlıklı bir kiloda kalın.

 

Sağlık Uzmanımı Ne Zaman Aramalıyım?

Semptomlarınız kötüleşirse veya yeni semptomlar fark ederseniz doktorunuzu arayın. Ayrıca dışkınızda veya tuvalet kağıdında ilk kez kan görürseniz veya normalden daha fazla kan görürseniz arayın.

Sonraki Adımlar

Doktora gitmeden önce kendinizi hazırlamanız gereken durumlar:

  • Ziyaretinizin nedenini bilin ve çözüm sürecine hazırlıklı olun.
  • Ziyaretinizden önce, yanıtlanmasını istediğiniz soruları yazın.
  • Sorularınızı sormanıza yardımcı olması ve doktorunuzun size söylediklerini hatırlamanız için yanınızda birini getirebilirsiniz.
  • Ziyaret sırasında, yeni bir teşhisin adını ve varsa yeni ilaçları, tedavileri veya testleri yazın. Ayrıca doktorunuzun size verdiği yeni talimatları da yazın.
  • Yeni bir ilacın veya tedavinin neden reçete edildiğini ve size nasıl yardımcı olacağını iyi dinleyip öğrenin. Ayrıca yan etkileri var mı varsa bunların ne olduğunu doktorunuza sorup öğrenin.
  • Hastalığınızın başka şekillerde tedavi edilip edilemeyeceğini sorun.
  • Bir test veya prosedürün neden önerildiğini ve sonuçlarının ne anlama gelebileceğini sorun.
  • İlacı almazsanız veya test veya prosedür yaptırmazsanız nelerle karşılaşabileceğinizi sorun. Eğer bir takip randevunuz varsa, o ziyaretin tarihini, saatini ve amacını not edin.
  • Özellikle mesai saatleri dışında veya hafta sonları sorularınız varsa doktorunuzla nasıl iletişime geçebileceğinizi sorun.

 

SSS

Hamile Kadınlar Neden Diğerlerine Göre Hemoroide Daha Yatkındır?

Bunun nedeni, hamile kadınların hormonlarında ve kan dolaşımında, anüs ve rektum etrafındaki kan damarlarının normalden daha fazla şişmesine neden olan değişiklikler olmasıdır. Bu nedenle hemoroidler hamilelik sırasında ve doğumdan sonraki ilk aşamada yaygındır. Bu nedenle, anne adaylarına kalbe daha iyi kan dolaşımının sağlanması için sol taraflarında uyumaları önerilir.

 

Hemoroid Neden Olur?

Hemoroid, kalıtsal zayıf rektal bağ dokusu ve zorlanmadan kaynaklanır.

 

Hemoroide Ne İyi Gelir?

Reçeteli Nitrogliserin, Nifedipin veya Diltiazem ve topikal analjezik kremler kullanıldığında geçici rahatlamalar hissedilir. Kabızlık için lifli gıdalar ve dışkı yumuşatıcılar veya Miralax kullanılır. Lastik bant ligasyonu tercih edilen tedavidir.

 

Hemoroidlerden Hızlıca Nasıl Kurtulurum?

Ameliyat, hemoroidlerden kurtulmanın en hızlı yoludur. Ameliyat ağrılı, karmaşık ve biraz pahalıdır. Rahatlama için en hızlı merhemler Nitrogliserin, Nifedipin veya Lidokain ile birleştirilmiş Diltiazem içerir.

 

Rektal Kanamaya Ne Sebep Olur?

Hemoroidler, dokuda ve dışkıda görülen parlak kırmızı kanamanın en yaygın nedenidir. Keskin veya yanıcı bir ağrı varsa, ilişkili bir anal fissür veya yırtık olabilir. Divertiküloz, Kolit, arteriovenöz malformasyonlar veya anüs, rektum veya kolon kanseri de rektal kanamaya neden olabilir. Rektal kanamanın sadece hemoroidlerden kaynaklandığını varsaymak çok büyük bir hatadır.

 

Dış Hemoroidlerden Nasıl Kurtulabilirim?

Dış hemoroidler, iç hemoroidlerin bantlanması ve ardından lokal anestezi altında dış dokunun çıkarılmasıyla tedavi edilir.

 

Lastik Bant Ligasyonu Acıtır mı?

Hayır. Bantlamadan önce topikal analjezikler ve düz kas gevşeticiler kullanılır. Bir gün boyunca hafif bir basınç hissi bırakan hızlı bir işlemdir. Çoğu kişi aynı gün işine ve günlük hayatına döner.

 

Hemoroidlerden Evde Nasıl Kurtulurum?

Oturma banyosunu, müshilleri, topikal Lidokain ve steroidleri, döküntü ve kaşıntı için antifungal kremleri, reçetesiz satılan ağrı kesicileri ve dinlenmeyi deneyebilirsiniz. Bu saydıklarım rahatlamanızı sağlayacaktır. Ancak kendi hemoroidlerinizi bağlayıp sıkmaya veya herhangi bir şekilde kesmeye veya delmeye çalışmayın. Tanıdan emin olmak ve hak ettiğiniz rahatlamayı e